Bir ergenin tıraşla imtihanı
Erkeklerin tıraş ile ilişkisini anlamak zor. Ergenlik çağında bir an önce tıraşa başlamak için çırpınanlar, lise biter bitmez sakalları salıveriyor. Tabii o zaman insanın, “E kardeşim, madem bu kadar çabuk bıkacaktın, neden etraftaki herkesin başının etini yedin?” diye sorası geliyor. Burada kardeşim derken gerçekten kendi kardeşimden bahsediyorum aslında.
Kendisi ergenlik döneminde “Ne zaman tıraş olacağım? Hadi artık başlayayım. Bıyıklarım çıktı. Tıraş olmak istiyorum. Kızlar beni böyle beğenmiyor. Sakallarım da çıktı, bana kurt adam diyorlar,” diye söylene söylene hepimizi bezdirmişti.
Bir süre duymazdan geldik, geçiştirdik ama adam ikna olmadı bir türlü. Doğruya doğru, zaten ergenlikte çirkinleşmişti, o acayip yarı var-yarı yok sakallarla iyice çirkin oldu. Sonunda büyük patron (baba değil, anne oluyor bu patron) “Tamam,” dedi.
Bu sefer de neyle tıraş olunacağı tartışması başladı. Olaya daha geleneksel bakan babam, “Ben ilk tıraşımı usturayla olmuştum, o da jiletle adam gibi tıraş olsun işte!” diye tutturdu. Kardeşim, “Bana ne ya, ben makine istiyorum,” diye ısrar etti. Bir tenis maçı gibi uzaktan izlediğim bu acayip duruma en sonunda noktayı koydum: “Git ilk tıraşını berberde yaptır, favorilerini filan hizalasın güzelce, sonrasına sonra bakarsın.” Ama tabii ben işin duygusal kısmını atlamışım. “Abla ya, ilk tıraş diyorum, özel bir şey bu. Kendim yapmalıyım.”
Ayy, fenalık geldi! Ben kulağımı deldirirken, ilk defa makyaj yaparken ya da kaşlarımı aldırırken hiç böyle olaylar olmamıştı. Ne kadar mühim bir şeymiş şu tıraş! Neyse, sonunda ikna oldu ve berbere gitti. Sonrasında da güzel bir tıraş makinesi aldık beyefendiye. Sabahları erken kalkıp tıraş olmaya başladı. Aynada dakikalarca kendini inceliyor, sakalları azıcık uzasa homurdanıyor, hemen sevgili makineciğine uzanıyordu.
İşte bu adam artık üniversiteye gidiyor ve sakallarının arasına kalem saklayabilir durumda! Siz söyleyin, sormakta haksız değil miyim: “E kardeşim, madem bu kadar çabuk vazgeçecektin, neden etraftaki herkesin başının etini yedin?”