Ciddiydim ve korkmuyordum
“İnanamadım abi..” dedi. Ben de inanamadım. Kontrol etmem, denemem lazımdı inanmam için –şüpheciliğim sağolsun. Neredeyse iki saattir bana boks öven işyeri komşumu “hı hı..” diye geçiştireyim derken söyledikleri ilgimi çekmeye başladı. Çünkü kış geldi ve ne yaparsak yapalım kapalı spor salonlarından başka yerde form tutma şansımız pek yok. Crossfit, bisiklet, koşu bantı, ağırlık, o bu derken bir süre sonra sırf o güzel endorfin hazzını yeniden yakalamak için salonlara koşuyoruz. Evet böyle bir erkek tipi var: Biz.
Şimdi arkadaşın anlattığına göre boksun kardiyo, dayanıklılık, koordinasyon ve agresiflik puanları crossfiti de geride bırakıyormuş ve belalı sporlar arasında 1 numaraymış. Ayrıca en iyi vücut şekillendiren spor boksmuş. Ben “hadi ya?” dedikçe adam coştu; insan boks sayesinde kilosuna bağlı olarak saatte 500 ya da 1000 kalori yakabiliyormuş. Falan filan… “Ama abi bildiğin ringi olan boks salonuna gitmen gerekiyor” lafına kadar gayet ikna olmuştum. Sonra aklıma bir köşede ip atlayan, diğer köşede kum torbası yumruklayan, ringde birbirlerinin kötü esprilerine gülen terli film klişeleri geldi. “Ya saçmalama onlar filmlerde oluyor, ama ter konusunda çok büyük hayallerin olmasın” dedi. Kadın boksçular da var mı diye sorduğumda da nedense kahkaha attı.
Haftaya kendi salonuna götürecek beni, koçuyla tanıştıracak. Defalarca uyardı beni, “Koç ciddi adamdır, Rocky esprileri yaparsan bedensel sağlığını garanti edemem abi” dedi. Kendi eldivenimi getirecekmişim. Ben de içimden peki dedim, ne de olsa Rocky’nin dediği gibi, “Kimse hayat kadar sert vuramaz”dı. Korkmuyordum.