Çocuklar şımarsın,büyükler değil !
Küçükken oyun için parka ya da bahçeye çıktığımızda nasıl da mutlu olurduk. Hele kumla, toprakla, suyla oynamak benzersiz bir keyif verirdi. Sadece biz çocuklara tabii. Annelerimiz delirirdi bizi o halde görünce. Çünkü bizi ve kıyafetlerimizi temizlemek onlara kalırdı. İşte bu tam bir çocuk şımarıklığı. Daha doğrusu, çocuklara yakışan bir şımarıklık. Büyüklere değil!
Büyükler artık kendi yaptıklarının sorumluluklarını almak zorunda. Başkasının gelip de ortalığı toparlamasını beklememeli “büyüdüm” diyenler. Sadece insanlardan değil, devletlerden de söz ediyorum. “Büyük” devletler var dünyamızda ve bunlar finansal anlamda çok “büyük” düşünürken, geleceğin sorumluluğunu da “küçüklere” bırakıyorlar. Kyoto Protokolü’nü imzalıyorlar ama onaylayıp yürürlüğe koymuyorlar mesela. Ya da imzalayıp sonra vazgeçiyorlar. Çevreyi korumaktan bahsedip Amazon yağmur ormanlarındaki katliama izin veriyorlar. Küresel ısınmadan dem vurup yenilenebilir enerji yatırımlarının maliyetini çok yüksek buluyorlar.
National Geographic’de okuduğum bir habere göre, son yüz yıl içinde dünya genelinde ortalama deniz seviyesi 10-12 santimetre yükselmiş. Son 20 senede ise yıllık artış 3,2 milimetreye çıkmış. Yani denizlerde su seviyesi eskisinden iki kat daha hızlı yükseliyor. Bu ne demek? Sadece Venedik ya da Hollanda gibi deniz seviyesindeki noktaların değil, pek çok ada ülkesinin de yok olması demek. Koca kentlerin, ülkelerin yok edilmesinden söz ediyorum!
ABD’de 21 Eylül Pazar günü dünyanın en büyük iklim yürüyüşü yapılacak. New York’un 200 binden
fazla kişiyi ağırlayacağı bu eylemde hem bireyler hem de sivil toplum kuruluşları yer alacakmış. Keşke o gün orada olabilsem, tarihe tanıklık edebilsem. Şöyle bağırabilsem: “ Şımarıklık çocuklara yakışır, sorumluluk ise size. Bugünkü şımarıklığınızın sorumluluğunu çocuklarımıza yıkmayın!”