Serinlemenin Bedelini Yerküre Ödemesin!
Yaygın kullanımı 1920’leri bulan iklimlendirme cihazlarından önce insanlar evlerini yamaçlara inşa etmek, uzun tavanları olan evlerde oturmak, ve yerin altında bulunan odalar tasarlamak gibi yöntemlerle kendilerini soğuktan koruyordu. İşin aslı şu ki, klimanın hayatımıza girmesiyle bazı sağlık sorunlarının da hayatımıza girmesi bir oldu. Hasta Bina Sendromu olarak adlandırılan sağlık probleminde hastalar nefes darlığı, baş ağrısı, yorgunluk, ve kaşıntı gibi şikayetlerde bulunurlar. Bu hastalığın temel sebebi olarak bina içerisindeki hava gösterilir. Klima, ısıtma cihazlarından farklı olarak nem üretiyor. Ne demek bakteri demek. Yani klima, bakterilerin üremesi için uygun ortamı sağlıyor. Bu sebeple de klimanın kullanıldığı yapı içerisinde bulunan herkesin hasta olma potansiyeli yükseliyor.
Klimaların sağlığa olduğu kadar doğaya da zarar verdiği su götürmez bir gerçek. En başta, klima kullanımı göz ardı edilemeyecek boyutta bir elektrik tüketimi demektir ki bu da doğaya karbondioksit gazı olarak geri döner. Yenilenebilir enerji kaynaklarının önem kazandığı günümüzde, yoğun elektrik tüketiminin uzun vadeli etkileri de azımsanmayacak nitelik taşıyor.
Aynı zamanda düzgün çalışmayan bazı klimalardan yayılan hidroflorokarbon gazı, ozon tabakasının incelmesine ve sera etkisi yaparak küresel ısınmaya katkıda bulunuyor. Öyle ki, klimayı çıkarıp atmak dahi çözüm olmuyor. Üretimi esnasında bu cihazların içine basılan gazlar, atık halde de sızarak atmosfere karışmaya devam eder.
Küresel ısınmayı göz ardı etmek mümkün değil. Eriyen buzullar sonucu yükselen sular, birçok kıyı şeridini, hatta Hollanda gibi bazı ülkeleri bile sular altına alma tehdidi yaratıyor. Adaptasyon sağlayamayan, özellikle soğuk iklimde yaşayan canlıların nesillerinin tükenmesi de yine küresel ısınmanın sonuçları arasında yer alıyor. Artan karbondioksit gazları sebebiyle deniz sularının pH derecesi günden güne düşüyor ve denizin asiditesi artıyor. Bu da deniz canlılarını zor günler bekliyor demek.
İlkel modellerinin kullanımı milattan önce 500 yılına kadar uzanan vantilatör ise, klimanın sahip olduğu çoğu dezavantaja sahip değil. Odanın içindeki havayı değiştirmeyen, sadece yerini değiştirerek rüzgar oluşturan vantilatörler; bu sebeple bakteri üremesi gibi bir sakınca yaratmıyor. Kullanım esnasında doğaya zararlı gazlar salmadığı için çevre dostu olan vantilatör, klimadan çok daha az enerji kullanıyor. Bu da karbondioksit salınımın klimaya kıyaslanamayacak kadar az olmasını sağlıyor. İşin en güzel yanı ise bir vantilatör; klimaya oranla on kat daha ekonomiktir!