Yılbaşı hediyelerinde devrim istiyorum!


Yılbaşı hediyelerinde devrim istiyorum!

Yeni yıl heyecanı gelip geçti bile. Ben bu “kırmızı” meselesine biraz takılıyorum açıkçası. Yılın bu döneminde, sokakta yürürken bile gözlerim yoruluyor kırmızıdan. Bu kadar abartmaya da gerek yok yahu. Güzel güzel hediyeleşelim, iyi dileklerimizi paylaşalım, eğlenelim coşalım. İşte hepsi bu! Gerisi biraz tadını kaçırmak oluyor işin.

Yalnız şu hediye konusu önemli. Yılbaşında çok kişiye hediye alınıyor genellikle. Ama o zaman da aceleye geliyor, işin hiçbir yaratıcı yönü olmuyor. Mesela bu yıl bana gelen hediyeleri yazayım size: 3 ayrı kişiden atkı, 2 ayrı kişiden biblo (biblo olayı ortaokul yıllarında kalmamış mıydı yahu!), 1 kişiden rimel, annemlerden bere, en yakın arkadaşımdan da bir makyaj seti.

Böyle peş peşe yazınca “Damadın amcasından iki bilezik!” der gibi oldu ama durumu anlatmanın daha iyi bir yolu yok ne yazık ki. Neden herkes atkı-bere alıyor? Biz ne yapacağız bu kadar bereyi? Gören de Fransız kadınları gibi yaşadığımızı sanacak! Biblo konusuna hiç girmiyorum, sinirlerim bozuluyor. Makyaj setine diyecek bir şeyim yok tabii ama neden daha yaratıcı hediyeler bulamıyoruz?

Mesela ben en yakın arkadaşıma ultraviyole ışın kullanan oje kurutucu aldım. Teknolojinin son harikası yahu! Elbette yanına da birkaç özel oje ekledim. İşyerindeki çekilişte bana çıkan yakışıklı finansçıya hediye seçerken epey zorlandığımı kabul etmeliyim. Ama ona da kişisel bakım için bir seyahat seti aldım. İçinde ne ararsan var. Makas, tarak, sakal düzeltme aleti vs. (Zaten sakalına çok iyi bakım yaptığı gözümden kaçmamıştı.) Ama kardeşimin, kendisine hediye ettiğim kalori hesaplayan tabağı neden beğenmediğini hâlâ anlayabilmiş değilim… Neyse, sonuçta hiç kimseye bere ya da kırmızı don almadım, ben ona bakarım!

Daha yaratıcı olacağımız, mutlu bir yıl geçirelim…

POPÜLER YAZILAR