Isınmak için ne kadar uzağa gidebilirsiniz? Hadi yaz aylarında –zaten hava memleketin heryerinde yeterince sıcakken- Akdeniz kıyılarına ‘deniz turizmi’ için koşuyoruz. İşimize geldiği kadar güneşin altına yatıyoruz, sonra ver klimayı üstüme, çok bunaldım, çok yandım… Dolayısıyla burada işin ‘deniz’ kısmı biraz göz boyama. Deniz fonda uzanan bir görüntü. Seyretmesi bile bir turizm aktivitesi elbette; ama kesinlikle denizin hakkını vermiyoruz, bunu bilelim. Araya giren ilgisiz konu daha fazla uzatılmaz. Ne diyordum? Hadi yazın zaten sıcakken Akdeniz’e, Ege’ye gittik. Havalar soğumaya başlayınca ne olacak? Daha güneye, Akdeniz’in de güneyine mesela Kıbrıs’a, Kuzey Afrika ülkelerine mi gidelim? Olur, çare yok değil, var; ama biraz daha masraflı. Kış geldiğinde ne yapalım o zaman? Tropikal iklimlere mi göçelim? Leylekler ve pekçok kuş türü bunu doğaları gereği yapıyor; ama bizler için biraz zor, gerçekten bütçe işi, farklı bir göçme söz konusu olabilir. İzniniz de bittiyse paranız bile olsa zor.

O yüzden bir yere gidemiyorsanız, göçemiyorsanız, kendi ısınma ve ısıtma ortamınızı kendiniz hazırlayacaksınız. Kendi bünyenize, bütçenize ve beğeninize göre… Evinize gelenler etrafı inceledikten sonra mesela diyecek ki size, “Aaa ne kadar güzel ısınıyor burası, merkezi sistem mi?” Sizin cevabınız tabii hazır olacak, “Hayır, değil. Tam arkanda duruyor.” Belki hafif bir “noluyor burada” şaşkınlığı yaşayabilir misafiriniz; ama arkasında duran uzun bacaklı, sıcacık ısıtıcıyı görünce, dalgınlığı nedeniyle size değil kendine kızacaktır, merak etmeyin.