2022 yazında iklim krizi nedeniyle neler yaşandı?
Gün geçmiyor ki, iklim kriziyle ve küresel sıcaklık artışlarıyla ilgili haberler çıkmasın… İklim değişikliği ile ilgili yapılan araştırmalar, düzenlenen zirveler, ülkelerin bu konuya yaklaşımı, dünya genelindeki sıcaklık artışları, iklim değişikliği kaynaklı yaşanan doğal afetler neredeyse her gün basında yer alıyor. Özellikle bu yaz döneminde, iklim krizinin etkileri nedeniyle yaşanan pek çok olumsuz gelişme oldu. Gelin hep birlikte, 2022 yazında dünya genelinde iklim değişikliğinin sebep olduğu olaylara yakından bir göz atalım.
Alp buzulları ve Kuzey Buz Denizi hızla eriyor
Dünyanın birçok bölgesi aşırı sıcaklardan etkileniyor. Yıllardır buzulların erimeye başladığıyla ilgili haberler duyarız. Ancak bu yaz, Alp buzullarında gözle görülebilir bir erime meydana geldi. İsviçre merkezli buzul izleme ağı Glamos ve Brüksel Özgür Üniversitesinden alınan verilere göre, Morteratsch buzulu günde 5 cm kalınlık kaybediyor. Doğu Alpler’deki en büyük 3. buz kütlesi olan Morteratsch buzulunun uzunluğu yaklaşık 3 km küçüldü ve genişliği de 200 metre eksildi. Uzmanlar Alp buzullarının beklenenden daha kısa sürede yok olmasından endişe duyduklarını ve önümüzdeki yıllarda tekrarlanan sıcak hava dalgalarıyla bu sürecin hızlanacağını belirtiyorlar. Ayrıca Ağustos ayında Alp buzullarında bir gelişme daha yaşandı. Eriyen buzulların altında 1968 yılında düşen uçağın enkaz parçaları bulundu. Bu olay, Alp buzullarındaki erimenin boyutunu açıkça gözler önüne seriyor.
Diğer taraftan Kuzey Buz Denizi’ndeki buz tabakası rekor miktarlarda eriyor. Araştırmalara göre Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıklar 4 kat daha hızlı artıyor ve buzullar son 18 yılda hacminin 3’te 1’ini kaybetti. Tüm buzulların erimesi durumunda mevcut okyanus seviyelerinin 65 metre kadar yükseleceği öngörülüyor. Dünya nüfusunun yüzde 44’ünün kıyılarda yaşadığını göz önünde bulundurursak, birçok ülkenin tehdit altında olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa, son 500 yılın en kurak dönemini yaşıyor
Dünyanın bir yerinde buzullar erirken, diğer tarafta ülkeler yüksek sıcaklıklar ve kuraklıkla mücadele ediyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) uzmanları, Avrupa’nın son 500 yılın en kurak dönemini geçirdiğini açıkladı. “Avrupa’daki Kuraklık Ağustos 2022” raporuna göre, AB topraklarının yüzde 47si ‘uyarı verici’ bir kuraklıkla karşı karşıya. Raporda Batı Akdeniz bölgesi için uyarı yapılarak Kasım 2022’ye kadar normalden daha sıcak ve kurak havanın etkili olacağı belirtildi. Temmuz ayında hava sıcaklığının yüksek olduğu bazı Avrupa ülkelerinde sıcaklık rekorları kırıldı. İspanya, Portekiz, Almanya, Fransa ve İngiltere’de bu yıl yaz aylarında termometreler 40 dereceyi gösterdi. Aşırı sıcaklar nedeniyle yüzlerce insan hayatını kaybetti. Aşırı sıcaklar ve kuraklık tarımı da vurdu. Fransa’da ekilen buğdaylar sıcaklar nedeniyle kuruyup kullanılmaz hale geldi. Bu nedenle çiftçiler, sıcak havaya dayanıklı olan ‘süpürge darısı’ bitkisini yetiştirmeye başladı.
Çin’de kuraklık nedeniyle ülkenin en büyük akarsuyu olan Yangzı Nehri’nde, 157 yılın en düşük su seviyesi ölçüldü. ABD, en büyük su rezervlerinden olan Mead Gölü’nde su seviyesini korumak için kısıtlamalara gitti. Almanya’daki Ren Nehri, alarm vermeye başladı. Nehrin su seviyesi ciddi oranda düştü. İtalya’da ise, kuraklık nedeniyle ülkenin en uzun nehri olan Po Nehri çekilmeye başladı. Suların çekilmesiyle birlikte balıkçılar tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bomba su yüzüne çıkarıldı. İnanması çok güç değil mi?
Bu yaz, iklim değişikliğine bağlı afetler de çok fazla görüldü. İspanya, Portekiz, Fransa, Yunanistan ve İngiltere’nin farklı bölgelerinde çıkan yangınlarda binlerce hektar alan kül oldu. Avrupa Birliği’nin (AB) Kopernk Yeryüzü Gözlem Programı, Avrupa’da bu yıl yangın sayısının son 15 yıldaki ortalamanın 4 katı olduğunu bildirdi. Dünyanın bir tarafından yangınlar çıkarken, başka yerlerinde de sel ve heyelan felaketler yaşandı. Hindistan, Pakistan, Bangladeş, İran ve Avustralya’da heyelan ve sel nedeniyle pek çok kişi yaşamını yitirdi.
Limitleri aştık!
Dünya hızla kalabalıklaşıyor ve büyük bir hızla kaynakları tüketiyoruz. Bu tüketim artık, öyle bir noktaya geldi ki, bilimsel olarak hesaplanmaya başladı. Buna da ‘Limit Aşım Günü’ denildi. Kısaca, ‘dünyanın bize 1 yıl için sunduğu doğal kaynakların tükenme günü’ diyebiliriz. İşte dünya, bu yılki limit aşım gününü 28 Temmuz itibariyle tüketti. Ülkemiz ise sınırı, 22 Haziran’da aştı. Bundan sonrası için ne olacak? şeklinde bir soru aklınıza gelebilir. Bu yılki kaynakları tükettiğimize göre, maalesef küresel ısınmaya katkı sağladığımızı belirtmemiz gerekir. Bu tüketim hızında gidersek, Küresel Ayak İzi Ağı’nın verilerine göre, 2022 itibariyle 1.75 dünyaya ihtiyacımız olacak.
İklim krizi kaygı bozukluğu yarattı: Eko-Anksiyete
Dünya iklim krizinin olumsuz etkileriyle boğuşurken, bir taraftan da ruhumuzda depremler oluyor. Psikoloji dünyası ‘eko-anksiyete’ isimli yeni bir kavramı konuşmaya başladı. Araştırmacılar, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştırırken, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da insanların bundan etkilendiğini keşfettiler. Değişen iklim koşulları insanlarda; stres bozukluğu, endişe, depresyon, suçluluk ve vicdani travmayı doğrudan etkiliyor. İnsanlar, içinde bulunduğu çevresel felaketler sebebiyle, kendisinin ve ailesinin geleceğinden endişe duymaya başlıyor. Dünyanın sonunun yavaş yavaş geldiğini ve öleceğini düşünüyor.